Sözlük

Sinir hücresinin gövdesinden uzanan uzun, ipliksi kısımlar. Akson sinyal iletim görevini yapar. Aksonun ucundaki sinir uyarıları, öteki sinir hücresi ya da ilgili organlara iletilir.

Ani başlangıçlı, kısa ve göreceli olarak şiddetli bir seyir göstermek.

 

Ağrısız ve güvenli bir ameliyat için kişinin çeşitli ilaçlar yardımıyla ağrı duymasının önlenmesidir.

İltihabi reaksiyonu önleyici.

Virüslere karşı etkili, virüsün etkisini kıran veya azaltan.

Yeni ortaya çıkan ve en az 24 saat süren nörolojik belirtiler, yakınmalar.

Bir organ veya oluşumun erimesi.

İç sıkıntısı, iç daralması, endişe hissi.

Bağışıklık sistemi hücrelerinin yabancı maddelere (antijen) karşı ürettiği protein.

Belirtisiz MS.

Dengesizlik.

Ayak tabanı bir cisimle çizildiğinde baş parmakların yukarı doğru açılması.

Belirli bir mikroorganizmaya karşı vücudun direncidir.

İyi huylu.

Beyin ve omuriliğin sinir liflerinden oluşan bölümü.

Omurilik boşluğunda ve beyinde bulunan ve SSS dokularını koruyan ve beslenmesini sağlayan sıvı.

Sendrom, belirti.

Zekânın işleyişiyle ilgili fonksiyon, kognitif fonksiyon.

Tıbbın en eski dallarından biridir. İlaçla ya da başka tedavi yöntemleriyle iyileştirilemeyen hastalıkların yaralanmaların vücuttaki yapı bozukluklarının ameliyatla onarılmasına ya da hastalıklı organı kesip çıkararak iyileştirilmesine dayanır.

Şekil bozukluğu

Eksiklik, kusur.

Dokuların normal yapılarının bozulup normal fonksiyonlarını yapamayacak hale gelmeleri.

Sinir liflerinin etrafını saran myelin tabakasının kaybı.

Ruhsal ve bedensel çöküntü, isteksizlik.

Konuşma bozukluğu.

Mikropların lokal veya genel olarak organizmaya yerleşmesi, infeksiyon.

Halk arasında sara hastalığı olarak da bilinir. Beyin sinir hücrelerinde meydana gelen anormal elektriksel aktiviteye bağlı gelişen bir durumdur. Bilinç kaybı ve kasılma gibi durumlar oluşturur.

Bir hastalık ya da enfeksiyon etkeninin belirli bir coğrafî bölgede sürekli veya yerleşik olarak görülmesi.

İz, sekel

Vücudun bir tarafında oluşan güçsüzlük (felç) durumudur.

Oluşumunda bir sebep gösterilemeyen.

İdrar tutulması, idrar yapamama.

Bağışıklığı inceleyen bilim.

Çeşitli mikrobik ajanlar veya toksinlerine karşı vücudun göstermiş olduğu hararet artması, kızarıklık ile karakterize iltihabi reaksiyon.

Kendiliğinden boşalma, idrar veya barsak hareketlerinin kontrol edilememesi.

Irsi, genetik olarak nesilden nesile aktarılan.

Bir hastalığın seyri veya tedavisi sırasında, önceden beklenmeyen ve istenmeyen durum.

Amaca yönelik bir harekette, iskelet kasları ile merkezi sinir sisteminin uyum içerisinde çalış¬ması ve etkileşimidir.

Steroidler olarak kısaltılır. Vücutta normalde bulunan bir hormon grubuna verilen isimdir. Bazı hastalıkların tedavisinde vücuda dışarıdan tablet, enjeksiyon ya da serum ile verilebilir. Steroidler, inflamasyonu kontrol etmede çok etkilidirler ve bazı hastalıkları hafifletebilirler.

Belirti ve bulguları uzun süren, yavaş ortaya çıkan, süregen.

Dokuların işlevselliğini yitirmesi, doku bozukluğu.

 

Habis kötü huylu.

 

Sinir hücrelerini sararak koruma ve yalıtım sağlayan kılıf.

Sadece bir kol veya bir bacağı tutan felç.

Magnetik alan kullanarak görüntüleme tekniği.

Multipl sklerozun baş harflerinin kısaltılmış hali.

Çoklu.

Beyin ve omurilik sinir hücrelerini etkileyen, bağışıklık sistemi ile ilişkili bir hastalıktır. Genellikle genç yaştaki kişileri ve kadınları etkiler, ataklar ve düzelmeler ile seyreder.

Beyin, omurilik, periferik sinir ve kaslarla ilgili hastalıkları inceleyen bilim dalıdır.

Yeniden ortaya çıkma, depreşme.

Vücutta normalde olması gerekenden fazla miktarda sıvı toplanması durumudur.

Göz içi muayenesinde kullanılan bir alet.

Omurga denilen kemik bir yapının içinde boyundan kuyruk sokumuna kadar uzanan ve ortasında yine boydan boya bir kanal içeren merkezî sinir sisteminin bir parçasıdır.

Donuk, şeffaf olmayan.

Cerrahi müdahale, ameliyat.

Felç, inme.

Her iki bacakta güç azalması

Her iki bacakta tam güç kaybı.

His kaybı, uyuşma ve karıncalanma hissi.

Hastalığın esas ve gelişimi.

Hastalık yapan madde veya mikroorganizmalar.

Miyelin kılıfın zedelendiği iltihabi hücreleri de içeren doku alanı.

Düşünülmeden, kendiliğinden herhangi bir uyarıcıya karşı verilen tepkiye refleks denir. Refleks merkezi omuriliktir.

Fiziki hareket kusurlarını düzeltme, yeniden kazandırma.

Harap olmuş bir dokunun kendini yenilemesi, tamiri.

Hastalık belirtilerinin sönmesi.

İz, hasar.

Vücuttaki bir hastalığa eşlik eden ve hastalığın göstergesini oluşturan belirti.

Hasar gören dokunun kalınlaşması, sertleşmesi ve doğal özelliklerini kaybetmesidir.

Belirli kasların aşırı aktif hale gelerek, adale katılığına, sertliğine ya da spazmlarına neden olmasıdır.

Bir hastalığı tanıma işi, teşhis.

Hastalığın ne olduğunu araştırıp onaya koyma, tanı, tanılama.

İnceleme, araştırma.

Baş dönmesi, dengesizlik hissidir. İç kulak yada beyinin denge ile ilgili bölgelerinin hasarı sonucu gelişen baş dönmesi durumudur.

Virüslerin neden olduğu enfeksiyon, virüs ile ilgili.

Beşeri tıbbi ürünlerde beklenen ama istenmeyen etki.

Anatomide makroskopik ya da mikroskopik boyutlu az ya da çok farklılaşmış ya da karmaşık yapıda geniş ve yassı katman biçimli oluşumların genel adıdır.