COVID-19 Salgını Sırasında Multipl Skleroz ve Nöromiyelitis Optika Spektrum Bozukluğunun Tedavisi

Treating Multiple Sclerosis And Neuromyelitis Optica Spectrum Disorder During The COVID-19 Pandemic

Wallace Brownlee, Dennis Bourdette, Simon Broadley, Joep Killestein, Olga Ciccarelli.

Neurology. 2020 Apr 2. pii: 10.1212/WNL.0000000000009507. doi: 10.1212/WNL.0000000000009507.

MS ve NMOSD hastalarının Covid-19 enfeksiyonu için ciddi bir risk grubunda olup olmadıklarına dair net bir veri yoktur. Bununla birlikte, MS’li kişilerde tüm yaş gruplarında genel popülasyona kıyasla enfeksiyonla ilişkili sağlık hizmeti kullanımında artış olabilir.  Yaşlılık, erkek cinsiyet, dizabilitenin yüksek oluşu ve daha düşük sosyoekonomik durum MS’de hastaneye yatış oranlarını arttırabilir.

Hafif COVID-19 enfeksiyonu belgelenenlerde tedaviye devam etme uygun bir yaklaşım olabilir. Nörologlar, daha yüksek immünosüpresif etkileri olan terapileri alan ve daha şiddetli bir hastalık (yaşlılık, komorbiditeler) için risk faktörleri olan kişilerde veya COVID-19 semptomları kötüleşiyorsa tedaviyi durdurmak için daha düşük bir eşiğe sahip olmalıdır.

Şiddetli veya komplike COVID-19 enfeksiyonu ile hastaneye yatırılanlarda tedavinin kesilmesine önerilmektedir. 4 hafta sonra enfeksiyon kliniği düzelen hastaların tedavilerine yeniden başlanması önerilmektedir.

MS atakları sıklıkla kısa süreli yüksek doz intravenöz metilprednizolon ile tedavi edilebilir. Kortikosteroidlerin kronik kullanımı, enfeksiyon riskinin arttırabilir. Enfeksiyon dönemlerinde steroid tedavisi için daha yüksek bir eşik değere göre hareket etmek uygun olacaktır. Steroid tedavisi verilecek olan hastaların Covid-19 enfeksiyonu açısından dikkatli bir şekilde gözden geçirilmesi önerilir.

Enjeksiyon şeklinde kullanılan MS tedavileri sistemik hastalık riskini arttırmadan immünomodulasyon yaparlar. Çağdaş MS uygulamasında kullanılan diğer tedaviler, viral enfeksiyonlar ve solunum yolu enfeksiyonları da dahil olmak üzere artan enfeksiyon riski ile lenfosit sayısında değişikliklerle immünosüpresif etkilere sahiptir. Bu tedavilerin daha büyük bir COVID-19 enfeksiyonu ve potansiyel olarak daha ciddi enfeksiyon riskine yatkın olabileceğini varsaymak daha uygundur. Bununla birlikte, şu anda bunu destekleyecek hiçbir kanıt yoktur.

Lenfopenik etkisi daha belirgin olan kladribin, fingolimod ve alemtuzumab veya dimetil fumarat ile tedavi sırasında daha fazla risk oluşumu beklenebilir. Alemtuzumab ve daha az ölçüde kladribin, her tedavi sürecinden sonra geçici ve değişken bir lenfopeni dönemine yol açar. Bu tedavilerin günümüz şartları ile değerlendirildiğinde ertelemesi önerilir.

Ocrelizumab ve rituximab gibi tedavilerde ilaca başlama zamanının bir süre ötelenmesi önerilir.

Yeni tedavi başlanacak hastalar için İnterferon ve glatiramer asetat ile tedavisi başlatmak güvenli olabilir. Buna ek olarak hastanın klinik durumuna göre teriflunomid ve dimetil fumarat başlatmak da düşünülebilir. Bu durumlarda hastaların tedavi başlandıktan sonraki kontrolleri (karaciğer fonksiyonları gibi) de göz önünde tutulmalıdır

 

COVID-19 olmadan nöromiyelitis optika spektrum bozukluğu olan hastaları yönetmek

NMOSD hastalarında relapslar daha yıkıcı olabilir. Bu nedenle kortikosteroidler, azatiyoprin, mikofenolat mofetil, rituksimab, tocilizumab ve eculizumab dahil olmak üzere tedavilerine devam etmeye teşvik edilmelidir. NMOSD hastalarında tedaviyi durdurmak veya geciktirmek için klinik bir ihtiyaç varsa, kısa ila orta vadede relapsları önlemek için orta doz kortikosteroidler kullanılabilir.

Sonuç olarak; MS hastalarının çoğunun COVID-19 enfeksiyonu ile sadece hafif semptomlar yaşaması beklenir. Bazı immünoterapiler, daha ciddi enfeksiyon riskini artırabilir ve tedavinin immünosüpresif etkileri ve diğer hasta faktörleri (örn. Yaş, fiziksel sakatlık, komorbiditeler) ve sağlık ortamı dikkate alınarak bireyselleştirilmiş risk değerlendirmesi gereklidir.